Gerzek gözlemler, gerzek anılar..

Bir gerzek hayat zırvalığı..

23 Haziran 2011 Perşembe

BİR ANİME ANALİZİ VOLUME 2: ELFEN LIED

Lilium isimli latince bir arianın insanın kalbine işleyen tınısı ile daha da çarpıcı hale gelen animedir Elfen Lied. İsminin anlamı "Elf Şarkısı" dır.

Sonu pek tatmin edici olmasa da içerisindeki minik flashbacklerle alt metinleri sağlamlaştırılmış olan anime için; aslında yaptığımız birtakım kötü sonuçlanacak olayların temelinde çok derin izler olabileceği ve sadece insanoğluna özgü olan ön yargı, bencillik, üstün ırk, ötekileştirme, infaz, yargılama gibi kavramların alt başlıklar olarak sıralanabileceği söylenilebilir.

Lilium bir çiçek adı. Bir tür zambaktır kendileri. Hemen hemen her çiçeğe bir anlam yüklenir ademoğlu tarafından. Bu çiçeğe yüklenen anlam ise ruh okşayıcı: Saflık, iffet...

Sadece Lilium'un sözlerine dikkat etsek dahi olayın derinliğini algılayabilmemiz için yeterli diye düşünüyorum ve şöyle diyor Lilium:

"Adilin ağzı bilgeliğe niyet etmeli ve dili yargıyı söylemeli.
Cezbedilmeye direnene ne mutlu, sınandığında hayatın tacını alacak diye..
Tanrım, ilahi ateş, merhamet et!
Ne kadar kutsal..
Ne kadar berrak..
Ne kadar kerim..
Ne kadar rahatlatıcı ey iffet zambağı! (lilium)"

BİR JAPON GERİLİM KLASİĞİ: JU-ON 2

Her zamanki gibi Amerikan Sineması Ju-On'a yani Garez'e de el atarak rezalet bir film daha ortaya koymayı başarmıştır. Yaratıcılıktan oldukça uzak olan ve bu sebeple çeşitli yollarla (Örneğin çizgi roman karakterleri üzerinden yola çıkarak...) sürekli kendini tekrar eden, yahut yaptıkları filmi seri haline getirerek yeni bir şeyler ortaya koyaman Amerikan Sineması; son yıllarda Uzak Doğu Sineması üzerinden iyi besleniyor gibi gözüyor. Fakat ne yazık ki zaten var olan bir Uzak Doğu yapımı filmin uyarlamasını çekerken, ne orijinale sadakat söz konusu oluyor ne de filmi film yapan kurgudan eser kalıyor.. Sonuç hep hüsran..

Ju-On 2'nin orijinal yapımı için şunları söyleyebilirim: İlk filme göre kesinlikle daha iyi.

Japon korku- gerilim sinemasını Türk mantığıyla ele almamak gerekiyor. Çünkü adamların kendilerine has mitleri var ve bu mitler onların kültürlerine oldukça işlemiş. Bize göre cin temalı bir film ya da öykü nasıl ürkütücü geliyorsa onlara da intikam almak isteyen hayalet teması vb konseptler ürkütücü geliyor. Zaten bütün bunların dışında Tales of Japanese Horror diye bir gerçek var ki Japon halkının bunlardan ödü kopuyor=) Adamlar kendi kafalarına göre film yapıyor ve ne bir hasılat kaygısı ne de bir yurt dışına açılayım derdi çekiyor. Tabi bütün Japon yapımı filmler için aynı şeyi savunmuyorum.

Gelelim konumuza.. Ju- On 2 kurgu bakımından beni oldukça etkilemişti. Karmaşık kurgusuyla farklı zaman dilimlerinin ve o zaman dilimlerinde yaşanan farklı olayların tek bir noktada birleştirilmeye çalışılması fikri etkileyici ve zor bir işti. Filmin sonu itibariyle klasik bir Japon gerilim filmi sonu olmuş diyebiliriz. Fakat yine de kurgusundan dolayı takdir ettiğim bir yapım. Daha da iyilerini bekliyoruz Sayın Takashi Shimizu Bey'den. =)

BİR GÜNEY KORE DRAMASI: A LONG VISIT (Chinjung Eomma)

Yönetmenliğini Sung-Yup Yoo'nun, senaristliğini ise Hye-Jung Ko'nun üstlendiği, 2010 yılı, Güney Kore yapımı bir dram filmi. Filmin orijinal ismi "Chinjung Eomma".

Güney Kore'nin kırsal kesiminde yoksul bir kızın ailesi ve özellikle annesiyle olan iletişimi konu edinilen bu film gerçekten yürek dağlayıcı niteliklere sahip.

Söyleyecek pek bir şey bırakmıyor bu güzel film. Zira tüm söylenmesi gerekenler filmin içerisinde yer alıyor. İzlerken insanın boğazı düğümleniyor... "Ağlatan film güzeldir." gibi bir yalanın arkasına sığınamayacak ölçüde bir saflığa sahip bu film.

Repliklerdeki samimiyet, duruluk insanın içine işliyor. Dış sesin söylediği her cümle, bir damga gibi tüm gerçekliğiyle insanın kalbine vuruluyor.

Güney Kore sinemasına aşina olmayan arkadaşlar hiç yadsımasın filmde bizlere yabancı gelecek sahneleri. Nitekim bambaşka bir kültür söz konusu. "A Long Visit" diğer bir kültürde, diğer bir ülkede, diğer insanlar arasında geçen bir öykü olsa da hepimizin gerçeklerini yansıtıyor.

Son olarak filmden küçük bir replik:

"Anne;
iyi olmadığım için,
seni yalnız bıraktığım için,
seni hayal kırıklığına uğrattığım için,
telefonu hep ilk önce ben kapattığım için çok üzgünüm..."